Japonlar'dan konuşan klavye
Japonlar, görme özürlüler için konuşan klavye yaptı. Mp3 okuyucusu da bulunan klavye 500 gram ağırlığa sahip
"Yazaki" şirketinden üç araştırmacının geliştirdiği klavye, körlere rahatça not tutma imkanı sağlıyor. Klavye, harfleri ve heceleri sırayla okuyabiliyor.
Körler alfabesi (Bray) esasına göre yapılmayan taşınabilir bloknot, bilgisayardan bağımsız olarak kullanılabilmesiyle önceki modellerden ayrılıyor.
Klavyede 6 tuş bulunduğunu belirten bir araştırmacı, fonksiyon tuşlarıyla önce alfabenin seçildiğini, daha sonra her harf için bir ya da aynı anda birden fazla tuşa basıldığını anlattı. Makine, seçilen harfi ve yazılan kelimeyi seslendiriyor.
Klavyede yazılan metin hafıza kartına aktarılıyor, istenirse
buradan bilgisayara, e-postaya ya da kağıda aktarılıyor.
Mp3 okuyucusu da bulunan klavye 500 gram ağırlığa sahip. Aletin boyutları 20x10 cm.
Elektrik hattından internet dönemi
ABD'nin California eyaleti, kullanıcılara elektrik hatlarından geniş bant yüksek hızlı internet hizmeti verilmesi için denemelere başladı.
California eyaleti Kamu Hizmetleri Komisyonu (CPUC), eyalet çapında ''broadband over power lines-BPL'' (elektrik hattından geniş bant) internet hizmetinin test edilebilmesi için bir uygulama planını devreye soktu.
CPUC üyesi Rachelle Chong, BPL'nin, telefon, kablo ve uydu üzerinden verilen internet hizmetlerine rakip olacağını belirterek, internet hizmeti bedellerinin tüketici lehine düşmesine de yardım edeceğini kaydetti.
Elektrik hattından geniş bant yüksek hızlı internet hizmeti BPL, hali hazırda döşenmiş elektrik kablolarını geniş bant sinyallerini evlere kadar iletmek için kullanıyor.
ABD'de 40 milyon kişi, telefon, kablo ve uydu üzerinden verilen geniş bant internet hizmetinden faydalanıyor.
Örümcek ağının sırrı çözülemiyor
Bilim adamlarının asırlardır kimyasındaki esrarı çözmek için çalışmalarını sürdürdüğü örümcek ağlarının, aynı kalınlıktaki çelik telden 5 kat daha sağlam olduğu belirlendi.
Taklit edilmesi durumunda teknoloji ve endüstride kullanılabileceği pek çok alan hayal bile edilemezken, örümcek ağlarının kimyasal özellikleri sebebiyle gerçek birer mühendislik mucizesi olduğu bildirildi. Uzmanlar iz bırakmayan ameliyat ipliklerinden, çok hafif kablolara, kurşun geçirmez kumaşlardan esneyen emniyet kemerlerine kadar pek çok alanda kullanılacak olan ağların esrarını çözmeye çalışırken ilginç bulgulara ulaştı.
Çapı bir milimetrenin binde birinden daha küçük olan örümcek ipliğinin aynı kalınlıktaki çelik telden 5 kat daha sağlam olduğu tespit edilirken, ağın kendi uzunluğunun 4 katı kadar esneyebildiği kaydedildi. Ayrıca son derece hafif olma özelliğini de bünyesinde barındıran örümcek ağları, dünyanın çevresi boyunca uzaması halinde 320 grama ulaşıyor.
Örümceklerin 380 milyon yıldır ördükleri ipliklerin hammaddesinin saç, tırnak, tüy ve deri gibi birbirinden çok farklı maddelerin yapı taşı olan "keratin" adlı proteinden oluştuğunu belirleyen zoologlar, gerilme esneklikleri çok fazla olan örümcek ipeğini kopartmak için gereken enerjinin, benzer biyolojik materyalleri koparmak için gereken enerjiden on kat daha fazla olduğunu ortaya çıkardılar.
Renk körü olan örümceklerin bozulan ağını yiyerek yeniden iplikçik ürettiği de kaydeden uzmanlar, ağların tamamen geri dönüşümlü olması sebebiyle araştırmalarını aralıksız olarak sürdürüyor.
Dünyanın hızı arttı
Bilim adamları küresel ısınma yüzünden dünyanın daha hızlı döndüğünü açıkladı.
Merkezi Hamburg’da bulunan Max Planck Enstitüsü’nden Jeofizik uzmanı Felix Landerer ve ekibi küresel ısınmanın yol açtığı ısı ile dünyadaki suların ısınıp genleştiğini dolayısıyla da su seviyesinin arttığını belirterek bu genleşmenin dünyadaki su dağılımına ne gibi bir etkide bulunacağını anlatmak için bir model geliştirdi.
Bu model üzerinden açıklamada bulunan Felix Landerer; dünyanın kendi etrafındaki normal dönüş hızının 23 saat 56 dakika sürdüğünü fakat dönüş hızının küresel ısınmaya bağlı olarak 200 yıl içinde 0.12 mil daha hızlı olacağını söyledi.
Zaman içinde dünyanın dönüş eksenine yakın olan kutuplardaki yoğunlaşan kütlenin dünyanın daha hızlı dönmesine neden olacağını belirten Landerer şunları söyledi: 'Kollarınızın vücudunuza yapışık olduğunu ve bu halde döndüğünüzü düşünün. Bir de kollarınız açık bir şekilde döndüğünüzü. İlk pozisyondaki dönüşünüz çok daha hızlı olacaktır'.
Şifreler nasıl çalınıyor?
İnternet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte bilişim suçlarındaki artış da çoğalmaya başladı. Bilişim suçlarında en büyük pay ise hiç kuşkusuz şifre çalma. İzmir’de gerçekleştirilen “papağan” operasyonu da şimdilik Türkiye’nin en büyük bilişim suçu unvanını taşıyor.
Peki internette şifreler nasıl çalınıyor? “İş arıyorum”, “Şirketinizde çalışmak istiyorum”, “Bankamızın güvenlik sistemi değişikliği”, “Oturduğunuz yerden para kazanmak ister misiniz?” ya da müşteri bilgilerinin güncellenmesi için gönderilen bir link, sanal dünyada düzenlenen bir yarışmayı kazanmanız ve ardından istenilen kişisel bilgiler.
Bu ve buna benzer milyonlarca mesaj her gün internet dünyasında adreslere ulaşıyor. Sanal dolandırıcılığın ilk adımı olan bu mesajların içinde bulunan dosyalar çalıştırıldığında da sistem harekete geçiyor.
Son aylarda en çok kullanılan yöntem ise Phishing. İnternet dünyasında F harfinin Ph ile değiştirilmesiyle ortaya çıkan bu kelime, balık avlamak olarak adlandırılıyor. Sanal dolandırıcılıkta son nokta olarak da adlandırılan Phising, tek olmamakla birlikte en etkin yöntem.
Aynı anda gönderilen binlerce mail, bir anlamda oltaya takılacak balığı aramaya başlıyor.
Farklı konu başlıklarıyla kullanıcıya ulaştırılan dosyaların ya da linkin tıklanmasıyla birlikte hackerlar tarafından hazırlanan kopya internet sitesi çalışmaya başlıyor. Bu siteye yazılan her türlü şifre ya da kullanıcı bilgisi de anında hackerların eline geçiyor. Yani balık, oltaya yakalanılıyor.
Kullanıcı bilgilerine ulaşan hackerlar bundan sonra ise hızlı bir şekilde banka hesaplarına ulaşıyor.
Daha önce çalınan ya da bulunan kimlik kartlarıyla açılan banka hesaplarının yanı sıra “oturduğunuz yerden para kazanmak ister misiniz” mesajına inanarak sisteme girenlerin hesapları bu trafikte yoğun olarak kullanılıyor. Bu sisteme girenler de suçun bir parçası olmuş oluyor.
Zincirleme başlatılan EFT ve havale trafiğiyle paranın izi sanal dünyada kaybettirilirken, en son aşamada para sahte kimlikle açılışmış bir hesaptan çekiliyor.
Phising yöntemiyle sadece banka hesapları değil, kredi kartı bilgileri, hesap numaraları, ATM kart numaraları da hackerlar tarafından ele geçiriliyor.
Peki sanal dolandırıcılıktan nasıl korunur?
Bu konuda en etkin yöntemlerden bir tanesi kuşkusuz sürekli güncellenen anti spayware ile virüs programları. Her iki tür programının da bilgisayara yüklü olması gerekiyor. Yasal yollardan alınmayan, ya da deneme amacıyla internette yayınlanan bu programların yerine tam sürümlerinin alınması ve sürekli güncellenmesi gerekiyor.
Ancak bu tip programların belli bir sınırının olduğu unutulmamalı. Bu tip programların yüzde 50 oranında koruma sağladığı geri kalanın da tamamen kullanıcının elinde olduğu bir başka gerçek.
Kullanıcılara düşen en büyük görevlerin başında gönderilen e-mailleri kesinlikle güvenilir olup olmadığına kontrol etmek geliyor. Kullanıcılar, tanımadıkları kişilerden gelen maillere ekli dosyaları ya da linkleri çalıştırmaması ya da kendisinden istenilen bilgileri bu sitelere vermemesi de koşullardan bir başkası.
Bankaların adı kullanılarak gönderilen tüm “güncelleme” maillerine dikkat edilmeli. Hiç bir işlem yapmadan bankalara başvurularak bunun doğruluğu sorgulanmalı.
Linkler tıklandığında adres satırında sayısal bilgilerin görülmesi durumunda işlem yapılmamalı.
Güvenilmeyen kişilerden gelen hiç bir mesajdaki link ya da dosya aktif hale getirilmemeli.
Güvenilmeyen ağlarda ya da güvenliğine inanmadığınız bilgisayarlarda kesinlikle işlem yapılmamalı. Özellikle keylogger türevi yazılımların bu tip ağlarda ya da bilgisayarda olabileceği unutulmamalı. Bilgisayarlarda yapılan her türlü işlemlerin kaydını tutan ve ekranda görüntülerini de kötü niyetli kişilere ulaştıran bu programlar bilmediğiniz bilgisayarlarda bulunabileceğini unutmamak gerekiyor.
Genellikle bankaların kullandığı com, org, gov uzantıları her bağlantıda incelenmeli. Farklı bir uzantı görüldüğünde işlem yapılmamalı.
Kaynak: NTV/Merih Ak
Uçan robotlar icat edildi
Japonlar uçan robotlar icat ettiler; felaketlere bunlarla müdahale edecekler.
Japon elektronik firması Seiko Epson, minyatür helikopter görünümünde uçan robot geliştirdi. Doğal felaketlerde arama-kurtarma, güvenlik ve arazi keşifleri alanlarında kullanılabilecek robot, sadece 12.3 gram ağırlığa ve 85 mm uzunluğu sahip
Gazetecilere tanıtılan robot, kendisine bluetooth teknolojisiyle gönderilen uçuş programını takip edebiliyor. Şirketin Tokyo ofisindeki tanıtımda havalanan ve birkaç metre yükselen mini robot, bir süre sonra yakınlardaki bir masanın üzerine indi. Önde süper mini bir motor, görüntüleri kontrol merkezine gönderebilen bir dijital kamera ve mini bir algılayıcıya sahip robotun pilindeki kapasite sadece 3 dakika uçabilmesine yetiyor. Robotun kamera görüntüsü kalitesinin artırılması ve pil ömrünün uzatılmasıyla 2-3 yıl içinde piyasaya sürülmesi bekleniyor.
23/8/2007
Işıktan elektrik eldesi için, keza yarıiletken malzemelere dayalı ‘güneş gözeleri’ kullanılır. Alttaki şekilde, böyle bir gözenin katmanlı yapısı kabaca gösteriliyor. N ve p-tipi yarıiletken katmanlara ulaşan ışınların yol açtığı yük çiftleri, bu iki katman arasındaki yapısal gerilim farkı üzerinden geçip diğer tarafa ulaştıklarında, zıt işaretlileriyle bir araya gelip nötürleşirler. Arayüzeydeki bu hareketliliğe paralel olarak, yarıiletken katmanların üstündeki iletken ağ tabaka ile altındaki iletken plaka arasında akım oluşur. Böylelikle, büyüklüğü kullanılan yarıiletken malzemenin türüne bağlı bulunan arayüzey geriliminde, bir miktar akım elde edilmiş olur. Gözeleri paralel bağlayarak gerilim, seri bağlayarak da akım düzeyi yükseltilebilir.
Yarıiletken yongaların gereken saflık ve boyutsal duyarlılıkta üretimi, çok aşamalı ve karmaşık bir süreç tabii. Ancak, piyasada satılan hazır gözelerden satın alarak bir ‘fotovoltaik’ panel oluşturmak mümkün.
Kaynak: Bilim ve Teknik Dergisi